KURUMSAL
SON DUYURULAR
Sağlık-Sen “Sağlık Bakanlığı Yer Değişikliği Talep Toplama Platformu” Kurdu
18 Temmuz 2024Sağlık-Sen Sağlık Bakanlığı Yer Değişikliği Talep Toplama Platformu Yayında
18 Temmuz 2024Sağlık-Sen, Sağlık Bakanlığı’nın Acil Servislerde Kayıt İşlemlerinde Görev Yapan Personelin Mali Haklarında Kayba Neden Olan Yazısını Yargıya Taşıdı
13 Haziran 2024Mahkeme Aile Bakanlığı’nda Çalışan Kadın Memura Yarı Zamanlı Çalışma Hakkı Verdi
13 Haziran 2024Sağlık-Sen 29 Yaşında
13 Haziran 2024Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, 2021 Yılı Sağlıkta Şiddet Raporu’nu basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Durmuş, yıl boyunca 190 şiddet olayı yaşandığını, 364 saldırganın gerçekleştirdiği olaylarda, 316 sağlık çalışanının şiddet kurbanı olduğunu bildirdi.
Genel Başkan Semih Durmuş, “Yıllardan beri sağlık çalışanlarının en önemli sorunları arasında yer alan şiddet, pandemi süreciyle birlikte yüksek öncelikli mesleki risk seviyesine tırmandı” dedi.
Genel Başkan Semih Durmuş, 2021 Yılı Sağlıkta Şiddet Raporu verilerini basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıya, Genel Başkan Yardımcıları Mahmut Faruk Doğan, Şemsettin Karadoğan ve Yusuf Dural katıldı.
Sağlıkta şiddetle ilgili değerlendirmelerde bulunan Durmuş, branşı veya görevi ne olursa olsun sağlık çalışanlarının tamamının mesleki yaşamlarını şiddetle burun buruna geçirdiklerine dikkat çekti.
Her gün yeni bir şiddet haberinin gündem olduğunu söyleyen Durmuş, “Yıllardan beri sağlık çalışanlarının en önemli sorunları arasında yer alan şiddet, pandemi süreciyle birlikte yüksek öncelikli mesleki risk seviyesine tırmanmış bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
“Şiddet Uygulayanların Ezici Çoğunluğu Hasta ve Hasta Yakınları”
Şiddet uygulayanların ezici çoğunluğunun hasta ya da hasta yakınlarından oluştuğuna vurgu yapan Durmuş, bu durumu “vahim” olarak değerlendirdi. Bıçaktan silaha, sandalyeden testereye, oraktan kolonya şişesine kadar her şeyin şiddet aracı olarak kullanıldığını belirten Durmuş, şunları söyledi:
“Sağlıkta şiddet deyip geçmemek lazım. 2021 yılında çok şükür yaşanmadı ama önceki yıllarda maalesef hayatını kaybeden sağlık çalışanları oldu. Geride bıraktığımız yıl içindeyse, ağır bir şekilde yaralananlar, uzun süreli travma nedeniyle meslekten ayrılanlar, aylarca klinik ya da psikolojik tedavi görenler oldu.”
Bir yerde yaşanan şiddet olayının tüm sağlık çalışanlarının yanı sıra nitelikli sağlık hizmetini de olumsuz etkilediğini kaydeden Durmuş, “O nedenle de meseleye ciddiyetle yaklaşılması gerektiğini savunuyoruz. Peki, bu şekilde yaklaşılıyor mu? En kestirmeden cevap vermek gerekirse; hayır. Çünkü şiddet olayları azalmıyor, her geçen gün artıyor. Günlük, olay bazlı anlık tepkilerin dışında ortada ne bir çözüm stratejisi var ne de çözüm gayreti” ifadelerini kullandı.
“Engelleyici, Önleyici ve Korumacı Politikalar Bir An Önce Hayata Geçmeli”
Tehlikenin yeterince farkında olup, engelleyici, önleyici ve korumacı politikaların bir an önce sistemli bir şekilde hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu dile getiren Durmuş, sözlerine şöyle devam etti:
“Sorunun toplumsal boyutu dikkate alındığında, bugünden yarına bir çözüm ortaya konamayacağının kuşkusuz farkındayız. Ancak her zaman ve her koşulda, sorunun üzerine kararlılıkla gitme iradesinin gösterilmesi hem sağlık çalışanlarını umutlandıracak hem de toplumda farkındalık oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Kuşkusuz sorunun nihai çözümü, toplumda oluşacak farkındalığın zirveyi görmesi ile mümkün olacaktır.”
“Ülke Genelinde Seferberlik Başlatılmalı”
Sağlık Bakanlığı’nın ülke genelinde seferberlik başlatılmasına ön ayak olması gerektiğini söyleyen Durmuş, ilgili bakanlıklardan sivil toplum kuruluşlarına, medya organlarından aydınlara kadar ülkenin tüm dinamiklerinin bu seferberliğe dahil edilmesi gerektiğini kaydetti. Durmuş, hakimler ve savcılara, sağlıkta şiddetin ne manaya geldiği iyi anlatılması gerektiğine vurgu yaptı.
“Adalete Olan Güven Sarsılıyor”
Adli mercilerin verdiği kararları da eleştiren Durmuş, “Savcıyla tartışan bir maganda hemen hapsi boylarken, hastanede terör estiren bir maganda elini kolunu sallayarak dışarıda geziyorsa ortada çok ciddi bir sorun, çok ciddi bir çelişki, çok ciddi bir çifte standart var demektir. Oysa yasalar, bu çelişkiye imkan vermiyor. Demek ki ortada bir uygulama sorunu var. Bu sorun ortadan kalkmadığı sürece de sağlık çalışanlarının adalete olan güveni sarsılmaya devam edecek demektir” diye konuştu.
Sağlık emekçilerinin “Sağlık Çalışanları Yılı” ilan edilen 2021’i şiddetin gölgesinde geçirdiklerini kaydeden Durmuş, son günlerde yaşanan şiddet olaylarının 2022 yılının çok daha kötü geçeceği anlamına geldiğini söyledi.
“Sorunları Çözmek Hükümetin Öncelikli Görevleri Arasında”
Sağlık çalışanlarının sorununun şiddetten ibaret olmadığına dikkat çeken Durmuş, “Aşırı iş yükü, ücret adaletsizliği ve yetersizliği, uzun çalışma süreleri, istihdam yetersizliği, malpraktis gibi sorunlar da sağlık çalışanlarının canını yakıyor, yakmaya da devam ediyor. Temennimiz bu sorunların bir an önce son bulması. 2022 yılında sağlık çalışanlarının her açıdan gün yüzü görmelerini arzu ediyoruz. Bunun için bir an önce hem şiddet sorununa hem de diğer sorunlara neşter vurmak gerekmektedir. Başta şiddet olmak üzere bu sorunlarla yaşamak sağlık çalışanlarının kaderi değildir, olmamalıdır. Sorunlarını çözmek, yüklerini hafifletmek, yüzlerini güldürmek Bakanlığın ve Hükümetin en öncelikli görevleri arasında olmalıdır” şeklinde konuştu.
“Şiddet Aralıkta Tavan Yaptı”
Genel değerlendirmelerin ardından 2021 Yılı Sağlıkta Şiddet Raporu’nun verilerini paylaşan Durmuş, yılın son ayı olan Aralık’ta şiddet olaylarının tavan yaptığını hatırlattı. Aralık ayında 31 şiddet olayının yaşandığını kaydeden Durmuş, 57 saldırganın neden olduğu olaylarda 50 sağlık çalışanının mağdur olduğunu dile getirdi.
Aralık ayı verileriyle birlikte 2021 yılı boyunca 190 şiddet olayının vuku bulduğunu anlatan Durmuş, 364 saldırganın gerçekleştirdiği olaylarda 316 sağlık çalışanının şiddet kurbanı olduğunu bildirdi.
Durmuş, şu bilgileri paylaştı:
“Yıl boyunca yaşanan 190 şiddet vakasının 143’üne hasta ve hasta yakınları neden oldu. Yani sağlıkta şiddet olaylarının yüzde 75’inin baş faillerini hasta ve hasta yakınları oluşturmaktadır. Hep söylediğimiz gibi bu trajik durum, nitelikli sağlık hizmetini sekteye uğratmakta, hasta – çalışan ilişkisine ve güven ortamına darbe vurmaktadır.
Bunlara ek olarak, 13 şiddet olayında idareci pozisyonundaki kimseler yer alırken, 34 olaya magandaların imza attığını görüyoruz. 190 şiddet olayının 162’si hem sözlü hem fiili, 22’si sözlü, 5’i mobbing, 1’i ise taciz şeklinde cereyan etmiştir.
Yıl boyunca yaşanan olaylarda şiddetin adresinin çoğu zaman hastaneler, özellikle de acil servisler olduğunu görüyoruz. 12 ay boyunca vuku bulan 190 şiddet olayının 146’sı buralarda yaşandı. Öte yandan 13 olay aile sağlığı merkezlerinde, 31 olay ise saha çalışmaları esnasında meydana geldi. Sahada meydana gelen olayların mağdurlarının çoğunlukla 112 çalışanları olduğunu belirtmek isterim.
En çok şiddete maruz kalanlar ise hasta ve hasta yakınları ile en çok muhatap olanlar yani doktor ve hemşireler. 2021 yılında 92 doktor ve 59 hemşire şiddet olaylarının mağduru oldu. Mağdurların; 50 güvenlik görevlisi ve 46 112 çalışanı ve 69 da diğer sağlık çalışanı şeklinde sıralandığını görüyoruz.
Geçtiğimiz yıl 124 saldırgan hakkında herhangi bir işlem yapılmazken, 135 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Sadece 41 saldırgan tutuklanırken, 3 saldırgana ise para cezası verildi. Geri kalanlar hakkında da adli soruşturma başlatılmıştır. Bu tablo, yargının, sağlıkta şiddet uygulayanlara oldukça müsamahakar yaklaştığını apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır.”
“Şiddet, Sistemi Kilitlemeye Doğru Hızla İlerliyor”
Açıkladığı 2021 yılı verilerinin Sağlık-Sen’nin tespit ettiklerinden oluştuğuna dikkat çeken Durmuş, “Gerçekte yaşanan şiddet olaylarının bu rakamların çok daha üstünde olduğunu biliyoruz. Elbette bu hakikati Bakanlık da biliyor. Bu da şu demek oluyor; acil önlem alınmadığı taktirde, sağlık çalışanlarını tehdit eden şiddet sorunu, sistemi kilitlemeye yönelik bir sorun olmaya doğru hızla ilerliyor. Kararlı çözüm iradesinin ortaya konmadığı her gün 1 milyon sağlık çalışanına zarardır, millete zarardır, Türkiye’ye zarardır” diyerek sözlerini noktaladı.